- hikâyeci
- is.
Hikâye yazan, öykücü
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
öykücü — is. Hikâyeci Kentin bütün ozanları, öykücüleri oraya gelir akşamları. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
yave — is., esk., Far. yāve Saçma, saçma sapan söz Sonra da oturur, talihsizlik yaveleri ile hikâyeci numaralarına başvururum. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölge düşürmek — (bir şeye) bir şeyin değerini veya ününü azaltacak işler yapmak ... bu iki yazarın usta hikâyeci vasıflarına gölge düşürmüştür. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
arkasına düşmek (veya takılmak) — 1) (bir işin) bir işi sona erdirmek için sıkı çalışmak 2) (bir işin) birini gözden ayırmayarak arkasından gitmek İstanbul da ne kadar şair, hikâyeci varsa hepsinin arkasına düşüyor, hepsiyle tanışıyordu. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
HİKÂYE-NÜVİS — f. Hikâye ve roman yazarı. Hikâyeci, romancı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEDDAH — (Mübalâga ile) Çok çok medheden, sena eden. * Edb: Taklidli hikâyelerle halkı eğlendiren hikâyeci … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NAKKAL — (Nakl. dan) Nakledici. * Hikâyeci. Hikâye anlatan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NAKL-BEND — f. Hikâyeci. Masal uyduran … Yeni Lügat Türkçe Sözlük