hissedar

hissedar
is., Ar. ḥiṣṣe + Far. -dār
Hissesi olan kimse, paydaş

Hanımefendi çoğu günlerini hissedar olduğu şirkette geçiriyormuş.

- A. İlhan

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • hissedar — (A. F.) [ راد ﻪﺼﺣ ] pay sahibi. ♦ hissedar olmak payını almak …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • HİSSEDAR — Hisse sâhibi, hissesi olan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • aksiyoner — is., ekon., Fr. actionnaire Hisse sahibi, hissedar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ortak — is., ğı 1) Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar Bırakın ortağıma bir telefon edeyim. H. Taner 2) Kuma Kendi üstüne bir ortağın getirilmesi Emeti nin pek ziyade gücüne gitmişti. E. E.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • paydaş — is. Bir ortaklık veya mal üzerinde payı olan kimse, hissedar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • BEHREMEND — f. Nasibi olan, hissedar. * Bilen, anlayan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NASİBDAR — f. Nasibi olan. Hissedar …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • SEHİM — Hisse sâhibi. Hissedar …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • TEBERRÜK — Bir şeyi bereket veya saadet vesilesi sayarak almak veya vermek. Uğur ve bereket saymak. * Hayr ı İlâhiye hissedâr olmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İŞTİRAK — Ortak olmak. Ortaklık etmek. Bir işde yer almak. Hissedâr olmak. * Bir lâfızda çok mânalar müşterek olması. Meselâ: Ayn kelimesi. Hem göz, hem de kaynak mânasına gelir …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”