- ılık ılık
- zf.
Ilık olarak
Gözlerimden ılık ılık yaşlar iniyordu.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Gözlerimden ılık ılık yaşlar iniyordu.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ilik — I, 72. bkz: yilik … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ılık — sf., ğı Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne sıcak Ilık, parlak bir güneş her tarafı ısıtıyordu. Ö. Seyfettin Birleşik Sözler ılık ılık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilik — is. 1. İnsanın, həmçinin onurğalı heyvanların sümüyü içərisində olan yağaoxşar yumşaq maddə. <Rizvanın> iliklərində buz kimi bir uçunma gəzməyə başladı. S. R.. 2. məc. Təşbehlərdə: ağ, zərif, lətif. . . Leylək də arıq dəvə kimi diz çökdü,… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
ilik — 1. is., ği Giysi, yorgan çarşafı, yastık kılıfı vb.nin gereken belirli yerlerine düğmenin geçirilebilmesi için iplikle örülerek, parça geçirilerek veya biye ile yapılan küçük yarık 2. is., ği Kemiklerin iç boşluklarını dolduran yağlı madde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilik gibi — 1) çok lezzetli, iyi pişmiş (et) 2) argo çok güzel, istek uyandıran (kadın veya kız) … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilik — el, yed, dest, kulp kalbur, girbal eldüven, behle (illik) elli; eldiven … Çağatay Osmanlı Sözlük
ILIK — Ne sıcak ne soğuk. Az ısınmış veya sıcaklığı kırılmı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İLİK — t. Elbisenin düğme geçmeye mahsus deliği. * Kemiğin içinde bulunan madde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ilik — düğme deliği … Beypazari ağzindan sözcükler
biz attık kemik diye, el kaptı ilik diye — bizim işe yaramaz diye vazgeçtiğimizi başkaları değerli buldu anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük