- acımasız
- sf.
1) Acıma duygusu olmayan, katı yürekli, merhametsiz2) zf. Acıma duygusu olmadan, merhametsizce
Bomboş, acımasız bakan gözler, sert ince dudaklı ağız...
- N. Cumalı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bomboş, acımasız bakan gözler, sert ince dudaklı ağız...
- N. CumalıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
cellat gibi — acımasız … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinsizin hakkından imansız gelir — acımasız olan kişiyi, kendisinden daha acımasız biri yola getirir anlamında kullanılan bir söz Bana yollarsın onu, dinsizin hakkından imansız gelir, korkma sen. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
gaddar olmak — acımasız, haksız, insafsız davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gâvurluk etmek — acımasız, insafsız davranışlarda bulunmak, gaddarlık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
astığı astık, kestiği kestik — acımasız, çok sert veya istediği gibi davranan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
insafa gelmek — acımasız ve haksız tutumdan vazgeçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
acımasızca — zf. Acımasız olarak, acımasız bir biçimde, zalimce, zalimane … Çağatay Osmanlı Sözlük
acımasızlaşabilmek — nsz Acımasız duruma gelme imkânı veya olasılığı bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
acımasızlaşmak — nsz Acımasız duruma gelmek, acımamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
allahsız — sf. Acımasız, insafsız, vicdansız … Çağatay Osmanlı Sözlük