- anamal
- is., tic.
1) Sermaye2) Bir ticaret işinin kurulması, yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir malların bütünü, sermayeBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
anamal — anamal, el obs. forms of enamel … Useful english dictionary
anamal birikimi — is., tic. Anamalcının elde ettiği artık değerin büyük bölümünü anamalına ekleyerek onu büyütmesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ramanella anamalaiensis — Ramanella anamalaiensis … Wikipédia en Français
ana — is. 1) Çocuğu olan kadın, anne Gözyaşları döken hanım herhâlde gelinin anası olacaktı. H. Taner 2) Yavrusu olan dişi hayvan 3) Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı Fatma Anamız. Meryem Ana. 4) ünl. Yaşlı kadınlara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
anamalcı — is., tic. 1) Üretim araçlarını özel mülkiyetinde bulunduran kimse, anamal sahibi, sermayedar, sermayeci, kapitalist 2) Anamalcılık düzenini benimsemiş kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
birikim — is. 1) Birikme, bir yerde toplanıp yığılma Kim bilir kaç olayın birikimiyle zifir gibi kararmıştı, içi. T. Buğra 2) Gözlemler, deneyler sonucu elde edilmiş şeylerin bütünü, deneyim Mimari birikim bazen bir kente köklü bir damga, bir özellik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mal — is., Ar. māl 1) Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü Mal vardı, mülk vardı. At vardı, araba vardı. Ö. Seyfettin 2) Büyükbaş hayvan Boz atlar yağız değildi, artık; mallar erimiş,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
resülmal — is., esk., Ar. reˀs + māl Anamal, anapara … Çağatay Osmanlı Sözlük
sermaye — is., tic., Far. ser + māye 1) Bir ticaret işinin kurulması, yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir malların tamamı, anamal, başmal, kapital, meta Komisyoncu demek, metelik sermayesi olmayan tüccar demektir. A. Gündüz 2) Varlık,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KÂLA — f. Kumaş. * Ev eşyası, giyim eşyası. * Sermaye, anamal … Yeni Lügat Türkçe Sözlük