Sahnede siyah organtin tuvaletiyle beli incelmiş, göğsü kabarmış.
- R. H. Karayİstasyonda mavi gözleri solmuş, incelmiş bir nefer Hasan'ı karşıladı.
- H. E. AdıvarAvrupa görmüş, incelmiş bir delikanlıya kızların nasıl içi gitmesin.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
nezelmek — incelmek … Beypazari ağzindan sözcükler
sedremek — incelmek, seyremek, seyrekle şmek; elbise erpimek. II I, 167, 277 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
darızamak — incelmek, nazelmek … Beypazari ağzindan sözcükler
aşınmak — nsz 1) Birbirine sürtünerek incelmek 2) Eskimek, yıpranmak 3) Çıkıntıları silinmek, düzleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
damaksıllaşmak — nsz, dbl. Bir kelimede art damaktan çıkan bir ünsüz veya kalın bir ünlü ön damağa kayıp yumuşamak ve incelmek: Yana > yine, alma > elma gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
incelme — is. İncelmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
tazılaşmak — nsz Tazı gibi zayıflayıp incelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yıpramak — nsz, hlk. Aşınıp eskimek, incelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
subımak — uzamak, incelmek, söbüle şmek III, 257 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
