- işitilmemiş
- sf.
O güne değin duyulmamış, şaşılacak, olağan dışı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çınlamak — nsz 1) Çın diye ses çıkarmak Kulaklarımda bir dünya nağmesi / Bir büyük çalgı var içimde çınlar. A. K. Tecer 2) Yankı vermek Bir ses benzeri işitilmemiş bir kahkaha gibi çınladı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
garaip — is., bi, ç., esk., Ar. ġarāˀib Görülmemiş, şaşılacak şeyler, işitilmemiş olaylar … Çağatay Osmanlı Sözlük
işitilmemişlik — ği İşitilmemiş olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
FEZLEKE — Hülâsa. Netice. Öz. İcmâl. * Hesap listesinde netice.(S Gerek Kur an ı Kerim olsun, gerek tefsiri olan Hadis i Şerif olsun; her fenden, her ilimden birer fezleke almışlardır. Bir kitab veya bir şahsın yalnız fezlekeleri ihata etmekle harika… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NA-MESMU' — f. İşitilmeğe değmez. * İşitilmemiş, duyulmamı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NA-SAZKÂR — f. Uygun görmeyen, muhâlif. * Beklenmemiş, işitilmemiş. * Münâsebetsiz işle uğraşan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İNŞAİYYAT — (İnşâi. C.) İşitilmemiş ve duyulmamış sözlerden yapılan cümleler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük