- iz
- is.
1) Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare
Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm.
- S. F. Abasıyanık2) Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirtiYüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı.
- Y. K. Karaosmanoğlu3) Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emareCinayet izleri.
4) Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eserO çağ uygarlığından iz kalmadı.
5) mat. Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesitBirleşik Sözler- ayak izi- yara iziAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.