kabahat

kabahat
is., -ti, Ar. ḳabāḥat
1) Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet

Bir kabahat gizlenirse büyür, söylenirse küçülür.

- P. Safa
2) huk. Hafif hapis, para cezası veya meslek ve sanattan alıkonulma ile cezalandırılan suç
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • KABAHÂT — (Kabahat. C.) Kusurlar, kabahatler. Suçlar, çirkin hareketler …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kabahat — (A.) [ ﺖﺣﺎﺒﻗ ] suç, kusur …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • KABAHAT — Kusur, çirkin iş, tekdir edilmeğe müstehak hareket …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kabahat — Hafif hapis, para cezası veya meslek ve sanattan alıkonulma ile cezalandırılan suç …   Hukuk Sözlüğü

  • kabahat bulmak — bir kusur, suç aramak O, atı kızdırıyor, çileden çıkarıyor diye, bütün kabahati seyisinde buluyordu. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kabahat etmek (veya işlemek) — suç olacak, kusur sayılacak bir iş yapmak Bu kabahati işlemiş, bu akşam tütsüyü, şerbeti unutmuştum. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almaz — hiç kimse suçlu olduğunu kabul etmek istemez anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ibadet de gizli, kabahat de — yapılan iyiliklerin göstermelik olmaması, işlenen suçların, ayıpların açığa vurulmaması için kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • BEŞAAT — Kabahat, suç. * Yiyecek ve içeceklerdeki acılık …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • CERİRE — Kabahat, suç …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”