kabuklu
Look at other dictionaries:
kabuklu bit — is., hay. b. Koşnil … Çağatay Osmanlı Sözlük
şali — kabuklu pirinc, postu alımamış erz, mukaşşer olmayan pirinc … Çağatay Osmanlı Sözlük
çitlek — kabuklu yemiş, düğme … Beypazari ağzindan sözcükler
ağaç kavunu — is., bit. b. 1) Turunçgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, taç yaprakları mavimsi pembe, küçük bir ağaç (Citrus medica) 2) Bu ağacın iri bir limon görünüşündeki buruşuk kabuklu yemişi … Çağatay Osmanlı Sözlük
akağaç — is., cı, bit. b. Gürgengillerin kerestesinden yararlanılan beyaz kabuklu bir türü (Zelkova carpinifolia) … Çağatay Osmanlı Sözlük
akbuğday — is., bit. b. Kurak iklime dayanıklı, beyaz kabuklu, ekmeklik buğday … Çağatay Osmanlı Sözlük
akça armudu — is., bit. b. İnce kabuklu, sarı, etli ve sulu bir tür armut … Çağatay Osmanlı Sözlük
alkarna — is., den., İt. argagna İstiridye, midye, tarak vb. kabuklu hayvanları avlamak için deniz dibini taramakta kullanılan, ağız kısmı demirden bir ağ … Çağatay Osmanlı Sözlük
altınbaş — is., bit. b. Genellikle Ege bölgesinde yetişen, yuvarlak, kalınca kabuklu güzel bir kavun türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
Antep fıstığı — is., bit. b. 1) Antep fıstığıgillerin örnek bitkisi, yurdumuzda Gaziantep ve Siirt bölgelerinde yetişen, 10 m boya erişebilen, kışın yaprak döken bir ağaççık, Şam fıstığı (Pistacia vera) 2) Bu ağacın, ince ve sert kabuklu, yağlı yemişi, Şam… … Çağatay Osmanlı Sözlük