- kabul yeri
- is.
Kabul salonu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kabul — is., lü, Ar. ḳabūl 1) Bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olma Her mihnet kabulüm yeter ki / Gün eksilmesin penceremden. C. S. Tarancı 2) Konukları veya işi olanları yanına, katına alma Kış yaklaştığı için Nevin in hafta başı kabulleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabul salonu — is. Resmî konukların ağırlandığı büyük konuk salonu, kabul yeri … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KABULGÂH — f. Kabul yeri … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
geçmek — e, er 1) Bir yerden başka bir yere gitmek Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. T. Buğra 2) den Bir yandan girip diğer yandan çıkmak İplik iğne deliğinden zor geçti. 3) den Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ottoman persecution of Alevis — Part of a series on Shi ah Islam and Twelvers Alevism Beliefs … Wikipedia
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük
bırakmak — i 1) Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak 2) nsz Koymak Mermer masaya bir yirmi beşlik bıraktı. T. Buğra 3) Bir işi başka bir zamana ertelemek Gezmeyi haftaya bıraktık. 4) Unutmak Acaba eldivenlerimi nerede bıraktım? 5) Bulunduğu yeri veya durumu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
imza sahibi — is. 1) Bir yere imza atan kimse 2) Bazı sanat ve meslek kollarında sağlam bir yeri olan, değerini her zaman kabul ettirmiş kimse 3) Gazete, dergi vb. yayımlarda, adını kullanarak yazı yazan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
yurt edinmek (veya tutmak) — bir yeri kendisine, ailesine yurt olarak kabul etmek, vatan tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük