- kabullenmek
- -i
1) Kabul etmek, benimsemek
Çakır, yenilişi kabullenmiş görünüyordu.
- T. Buğra2) Hakkı yokken veya istemeyerek kendine mal etmekAdamcağız bu baş belasını kabullendi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çakır, yenilişi kabullenmiş görünüyordu.
- T. BuğraAdamcağız bu baş belasını kabullendi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
benimsemek — i 1) Bir şeyi kendine mal etmek, sahip çıkmak, kabullenmek, tesahup etmek Ağzın kulaklarına vardı, işi âdeta benimsedin. R. H. Karay 2) mec. Bir şeye, birine bağlanmak, ısınmak Karım içinde büyüdüğü bu evi bütün psikolojik derinliğiyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabullenme — is. Kabullenmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kozmik — sf., ği, gök b., Fr. cosmique 1) Evrenle ve onun genel düzeniyle ilgili Evliliğin kozmik bir kural olduğunu kabullenmek gerek. H. Taner 2) Haber alma ile ilgili Birleşik Sözler kozmik ışınlar kozmik madde … Çağatay Osmanlı Sözlük
arpa samanıyla, kömür dumanıyla — yararlanılan nesneleri eksiklikleriyle birlikte kabullenmek gerekir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
hidayete ermek — 1) Müslüman olmak, İslam dinini kabul etmek Önce onu sünnet ettirmiş, hidayete erdiği için adını da Hadi koymuş ve konağına almış. Y. Z. Ortaç 2) gerçeği görüp kabullenmek, aklı başına gelmek Bizim gibi nice avareler burada hidayete ermişlerdir.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalayıp yutmak — 1) iştahla yemek 2) mec. kötü bir davranış, söz karşısında ses çıkarmamak, kabullenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dizginleri ele vermek — başkasının yönetimini kabullenmek O koşturmalar yakayı kaptırışın, dizginleri ele verişin açıklamaları gibi geliyordu ona. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
yola gelmek — istenilen biçimde davranışı kabullenmek, düzelmek, uslanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hizâya gelmek — 1. boyun eğmek, itaat etmek, kabullenmek. 2. sırayı bozmadan durmak. ♦ hizâya girmek sıra olmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ikrâr etmek — 1. itiraf etmek. 2. dile getirmek. 3. kabullenmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü