kalburüstü

kalburüstü
sf.
1) Seçkin, sivrilmiş, önde gelen

Beylerbeyi, eski Boğaziçi'nin en kalburüstü bürokratlarını barındıran güngörmüşlüğünün simgesi, bir köşesidir.

- H. Taner
2) Değerli, güzel

Bugün dahi kalburüstü üç dört oyunu hâlâ, başta Viyana ve Peşte olmak üzere, oynanır durur.

- H. Taner
3) Başarılı
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • kalburüstü kalmak — kalburüstüne gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kalbur — is., Ar. ġirbāl Tahıl ve başka iri taneli maddeleri elemek için kullanılan büyük delikli veya seyrek telli elek Birleşik Sözler kalburabastı kalbur kemiği kalburüstü mısır kalburu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kalbur gibi kalbura çevirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”