- kaldırmak
- -i
1) Bulunduğu yerden almak
Örtüyü masanın üzerinden kaldır.
2) Yukarı doğru hareket ettirmekGözlerini yüzüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık.
- S. F. Abasıyanık3) YükseltmekDuvarı bir metre daha kaldırmalı.
4) nsz Ürün toplamak, taşımakHarman kaldırmak.
5) Çekmek, taşımakBu araba bu yükü kaldırmaz.
6) Bir kuruluşun çalışmasına son vermek, feshetmek, lağvetmekMeclis ... olağanüstü hâli kaldırabilir.
- Anayasa7) -e Hastayı hastaneye götürmekYarasının dikişleri koptu dün öğleden sonra, Fransız Hastanesi'ne kaldırdılar.
- A. Gündüz8) Tören yaparak ölüyü gömmek9) ToplamakAnası, kardeşi ile hep beraber sofrayı kaldırdılar.
- N. Cumalı10) Alıp başka yere götürmek11) UyandırmakBir gece yanında mihman olduğum / Sabah oldu deyi kaldırdın beni.
- Halk türküsü12) Piyasadan çekmekİstifçilerin piyasadan kaldırdığı mallar.
13) Elin ulaşamayacağı yere koymak, saklamakVazoyu ortadan kaldıralım, çocuğun eline geçmesin.
14) KaçırmakYakın köyden kaldırdığı bir yosmayı sarhoş etmekle meşguldü.
- S. F. Abasıyanık15) İyi etmek, iyileştirmekBu ilaç onu yataktan kaldırdı.
16) Bir şeyden çokça satın almak17) Tayin etmek, atamakGünün birinde bu müdürü başka, daha önemli bir yere kaldırdılar, buraya da bir başka müdür getirdiler.
- M. Ş. Esendal18) Yok etmek, ortadan silmekYeryüzünden hayali kaldırın, dünya bir taş ve toprak yığınından ibaret kalır.
- O. S. Orhon19) nsz, mec. Katlanmak, tahammül etmekDoğrusunu isterseniz onu çoktan kapı dışarı etmeliydim ama yüreğim kaldırmıyor, acıyorum.
- S. F. Abasıyanık20) nsz, mec. Uygun gelmek, götürmek, yakışmakBu kumaş fazla süs kaldırmaz.
21) argo Çalmak, aşırmakBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.