anlatmak

anlatmak
-i, -e
1) Bir konu üzerinde açıklama yapmak, açıklamada bulunmak, bilgi vermek, izah etmek

Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi.

- P. Safa
2) İnandırmak, ikna etmek

Derdinizi ona anlatmak kolay değil.

3) nsz Söylemek, nakletmek

Sonra bir hikâye anlattı.

- A. Ş. Hisar
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • meram (veya meramını) anlatmak — isteğini, derdini anlatmak Gözlerini siyasi ihtiraslar bürüyen kimselere meram anlatmak mümkün olmamıştı. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan güçtür — ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ezbere anlatmak — okunan bir şeyi olduğu gibi, bozmadan anlatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dolaylı anlatmak — anıştırmak, ima etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dert anlatmak — derdini dökmek Elimden çeker alır, kime dert anlatırım o zaman? A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • masal okumak (veya anlatmak) — inandırıcı olmayan, oyalayıcı sözlerle kandırmaya çalışmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • laf anlatmak — sözünü dinletmek, karşıdakini ikna edinceye kadar konuşmak Aralarından bir tanesi ille de laf anlatacağım diye çene patlatıp duruyormuş. Ç. Altan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tefhim etmek — anlatmak, bildirmek Hâkim, kararını tefhim etti …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ukturmak — anlatmak I, 223 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • DERMEYAN ETMEK — Anlatmak, söylemek, iddia ve defi de bulunmak. Beyân. İleri sürmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”