meram (veya meramını) anlatmak — isteğini, derdini anlatmak Gözlerini siyasi ihtiraslar bürüyen kimselere meram anlatmak mümkün olmamıştı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
cahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan güçtür — ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ezbere anlatmak — okunan bir şeyi olduğu gibi, bozmadan anlatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolaylı anlatmak — anıştırmak, ima etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dert anlatmak — derdini dökmek Elimden çeker alır, kime dert anlatırım o zaman? A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
masal okumak (veya anlatmak) — inandırıcı olmayan, oyalayıcı sözlerle kandırmaya çalışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf anlatmak — sözünü dinletmek, karşıdakini ikna edinceye kadar konuşmak Aralarından bir tanesi ille de laf anlatacağım diye çene patlatıp duruyormuş. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
tefhim etmek — anlatmak, bildirmek Hâkim, kararını tefhim etti … Çağatay Osmanlı Sözlük
ukturmak — anlatmak I, 223 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
DERMEYAN ETMEK — Anlatmak, söylemek, iddia ve defi de bulunmak. Beyân. İleri sürmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük