- kapamak
- -i
1) Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek
Hasan, yıldırımla vurulmuş gibi hemen kapıyı kapadı, kaçtı.
- H. E. Adıvar2) Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak3) Bir şeyin görünmesine engel olmakBu yapı manzarayı kapadı.
4) Geçişi engellemekKar yolu kapamıştı.
5) Tıkamak, içini doldurmakÇukuru kapamak.
6) Su, elektrik gelişini kesmekElektriği kapadı.
7) Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmekFabrikayı kapamışlar. Gazeteyi kapadılar.
8) Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmakO konuyu kapayalım.
9) Bir yere sokup dışarı çıkmasına engel olmak, hapsetmekZengin kadını tımarhaneye koymadılar, buraya, çiftliğe getirip kapadılar.
- H. R. Gürpınar10) Ortalıktan alıp saklamakVurguncular kumaşları kapamışlar.
11) Karşılamak, denk gelmekBu ikramiye borçlarımı kapar.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.