karalama

karalama
is.
1) Karalamak işi
2) El alıştırmak için çok tekrarlanarak yazılan yazı
3) Üstünde düzeltmeler yapılan, temize çekilmemiş yazı taslağı, müsvedde

İlk şiirim olan bir türkü güftesini, Üsküp türkülerinde gördüğüm vezinle karalamaya başladım.

- Y. K. Beyatlı
4) mec. Leke sürme, kötülük yükleme
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • karalama defteri — is. Karalamaların yapıldığı defter, müsvedde defteri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • defter — is., Ar. defter Genellikle hafif bir kapak içerisinde, yazı yazmak için bir araya tutturulmuş kâğıt yaprakları Nikâh memurunun masasında, biraz sonra imzalayacakları defter vardı. S. Derviş Birleşik Sözler defter emini defterhane defterihakani… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karalanmak — nsz 1) Karalama işi yapılmak 2) Kara duruma gelmek 3) mec. Leke sürülmek, kötülük yüklenmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karalatmak — i Karalama işini yaptırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karalayış — is. Karalama işi veya biçimi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • müsvedde — is., Ar. musvedde 1) Yazı taslağı, karalama 2) Bir şeyin kötü benzeri Anne değil ki anne müsveddesi. Birleşik Sözler müsvedde defteri insan müsveddesi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • müsvedde defteri — is. Karalama defteri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • müsveddelik kâğıt — is., dı Karalama için kullanılan kâğıt …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tesvit — is., di, esk., Ar. tesvīd Karalama, müsvedde yapma …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sevâd — (A.) [ داﻮﺱ ] 1. karalık. 2. karalama, yazma …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”