- karınlı
- sf.
1) Karnı olan2) Karnı büyük ve çıkıntılı olan
Hani hatırlıyor musun, şişman karınlı, amiyane tavırlı bir adamdan, harp zengini bir Yahudi'den bahsetmiştim?
- H. C. Yalçın
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Hani hatırlıyor musun, şişman karınlı, amiyane tavırlı bir adamdan, harp zengini bir Yahudi'den bahsetmiştim?
- H. C. YalçınÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
karınlıg — karınlı I, 499, 500 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
cephe gerisi — is. Savaş alanının gerisinde kalan bölge Atılmış portakal kabukları üstüne üşüşen şiş karınlı çocuklar, ekmek artığı kemiren iskelet kadınlar, ilk defa burada bize cephe gerisinin ıstırabını haber verdi. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
damacana — is., İt. damigiana Su vb. sıvıları taşımaya yarayan, dar ağızlı, şişkin karınlı, genellikle hasır veya plastik sepet içinde korunan büyük şişe … Çağatay Osmanlı Sözlük
karni — is., kim., Fr. cornue Laboratuvarda damıtma işlerinde kullanılan, geniş karınlı, dar ve eğri boyunlu cam kap … Çağatay Osmanlı Sözlük
küp — 1. is., Ar. kūb 1) Su, pekmez, yağ vb. sıvıları veya un, buğday gibi tahılları saklamaya yarayan, geniş karınlı, dibi dar toprak kap Ahırda kırık bir küpün içine, samanlarla çuvalların altına saklamış, gitti, getirdi. H. Taner 2) argo Sarhoş… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tazı — is., hay. b., Far. tāzī Genellikle tavşan avında kullanılan, uzun bacaklı, çekik karınlı, çok çevik bir köpek türü (Canis familiaris grajus hibernicus) Tazının burnu iki kilometre ötedeki bıldırcın kokusunu duyabilir. H. Taner Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ut — 1. is., du, müz., Ar. ˁūd Klasik Türk müziği araçlarından, iri karınlı, kirişli, mızrapla çalınan bir çalgı Ferhunde, burada sevdiği bir ut muallimiyle evlenip bahtiyar olmuştu. R. N. Güntekin 2. is. Utanma duygusu … Çağatay Osmanlı Sözlük
karnagu er — koca karınlı adam I, 491bkz: karnak er … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
karnak er — koca karınlı adam I, 473bkz: karnagu er … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
AŞEVSEC — Büyük karınlı iri deve … Yeni Lügat Türkçe Sözlük