- karşılaştırma
- is.
Kişi ve nesnelerin benzer veya aynı yanlarını incelemek için kıyaslama, mukayeseBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
karşılaştırma derecesi — is. Daha, çok, fazla, ziyade vb. kelimelerle kavramların karşılaştırılıp üst derecede gösterilmesi Ondan daha güzel çocuk görmedim. Bu iş senden fazla beni üzüyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
baskın çıkmak (veya gelmek) — karşılaştırma konusu olan kimseyi geçmek, ona karşı üstünlüğünü göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yargıya varmak — karşılaştırma ve değerlendirme yaparak bir sonuca ulaşmak, anlam vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
daha da — karşılaştırma derecesini vurgular Daha da önemlisi sıkılganlığını unutturacaktı ona. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
Vocative case — For the assembly programming concept, see Addressing mode. The vocative case (abbreviated voc) is the case used for a noun identifying the person (animal, object, etc.) being addressed and/or occasionally the determiners of that noun. A vocative… … Wikipedia
çizge — is. Bir olayın çeşitli durumlarını göstermeye veya birkaç şey arasında karşılaştırma yapmaya yarayan çizgilerden oluşmuş biçim, grafik … Çağatay Osmanlı Sözlük
derece — is., Ar. derece 1) Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe Hukuk tahsilini Paris te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı. Ö. Seyfettin 2) e. Denli, kadar Beyoğlu nda bu derece itibar görmemişti. E. E. Talu 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dip koçanı — is. Hesap çıkarmaya, gerektiğinde koparılan parça ile karşılaştırma yapmaya yarayan ve yaprakları deftere bağlı olan bölüm … Çağatay Osmanlı Sözlük
grafik — is., ği, Fr. graphique 1) Bir olayın, niceliğin çeşitli durumlarını göstermeye veya birkaç şey arasında karşılaştırma yapmaya yarayan çizgilerden oluşmuş şekil, çizge 2) Biçim, desen veya çizgilerle gösterme Grafik sanatlar … Çağatay Osmanlı Sözlük
karşılaştırılmak — nsz, le Karşılaştırma işi yapılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük