kazanç

kazanç
is., -cı, tic.
1) Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü

Aylık kazanç.

2) mec. Yarar, çıkar, kâr

Yarı keyif, yarı kazanç için balıkçılık sanatında karar kılmıştı.

- S. F. Abasıyanık
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • ara kazanç — is., cı, tic. 1) Malı bütünüyle devretmeden arada elde edilen kazanç 2) Hisse senedi, tahvil, yabancı para vb. değerli kâğıtları daha kârlı görülen başka kâğıtlarla değiştirme işi, arbitraj …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KESB — Kazanç. Çalışmak. Sa y ve amel ile kazanmak. Elde etmek. Edinmek. Kazanç yolu. * Fık: Bir insanın kendi kudret ve iktidarını bir işe sarfetmesi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kâr bırakmak — kazanç getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yağmur yağarken küpünü doldurmak — kazanç fırsatı varken ondan yararlanarak para veya mal edinmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baş bulmak — kazanç bırakmak Bu fiyata verirsem baş bulmaz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • para getirmek — kazanç sağlamak Hiç ömrümde bir saatimin bu kadar para getirdiğini bilmiyordum. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kazganç — kazanç III, 386 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • KÂSİB — Kazanç sahibi. Kazanmak için çalışan. Kesbeden. Marifet için çalışan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • KİSB Ü KÂR — Kazanç, iş güç …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MEKSEB — (C.: Mekâsib) (Kisb. den) Kazanç, gelir. * Kazanç yeri. Kazanç vasıtası …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”