yüreğini kemirmek — içini kemirmek, tedirgin olmak Güzelliğine pek güvenen Zişan ın yanında bu kadar zavallı kalışı yüreğini kemirip duruyor. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
iliğini kemirmek — 1) çok etkilemek 2) sömürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
beynini kemirmek — rahatsızlık vermek, huzurunu kaçırmak İşte birkaç zamandır beynini kemiren şüphe: Ben deli miyim? H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
içini kemirmek — bir üzüntüden rahatsızlık duymak, tedirgin olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
içini kurt yemek (veya kemirmek) — sürekli bir kaygı içinde bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemürmek — kemirmek. II, 85, 86 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
beyin — is., yni, anat. 1) Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, dimağ 2) Muhakeme, usa vurma 3) mec. Bir şeyi yönetmede önemli görevi olan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilik — 1. is., ği Giysi, yorgan çarşafı, yastık kılıfı vb.nin gereken belirli yerlerine düğmenin geçirilebilmesi için iplikle örülerek, parça geçirilerek veya biye ile yapılan küçük yarık 2. is., ği Kemiklerin iç boşluklarını dolduran yağlı madde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemirme — is. Kemirmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük