kenetlenmek

kenetlenmek
nsz
1) Kenetleme işine konu olmak
2) İki uzay aracı bir birine monte edilmek
3) mec. Bir konuda aynı tutum ve davranışı göstermek
4) mec. Birbiriyle dayanışma içine girmek
5) mec. Sıkıca birbirinin üzerine kapanmak, birbirine geçerek bağlanmak

Anası onunla konuştu, öteki konuşmadı, çenesi kenetlenmiş ağzını açamıyordu.

- Y. Kemal

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • çakışmak — le 1) Birbirine geçip kenetlenmek, takılmak 2) nsz Aynı zaman dilimine denk gelmek İki sınıfın dersleri çakıştı. 3) nsz, hlk. Söz yarışı etmek Saz şairleri çakışıyor. 4) mat. Doğru, açı, yüzey vb. geometrik biçimler üst üste konulduklarında… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kenetlenme — is. Kenetlenmek işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aşlalmak — kap kenetlenmek I, 295 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”