- kerahet
- is., esk., Ar. kerāhet
İğrenme, tiksinmeBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kerâhet — (A.) [ ﺖهاﺮﮐ ] iğrenme tiksinme … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
KERAHET — İğrenme, iğrençlik, mekruh oluş. İslâmiyetçe iyi sayılmayan şey. * İstenmiyerek, zorla. *Fık: Şer an yapılmaması sevablı ve hayırlı olan bir şeyin terk edilmeyip yapılması. (Bak: Mekruh … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kerahet vakti — is., din b. 1) Namaz kılmanın mekruh olduğu vakit, vaktikerahet 2) Akşamcılar arasında içkiye başlama zamanı … Çağatay Osmanlı Sözlük
KERAHET VAKTİ — Güneşin doğuş, batış ve zeval vakti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KAYLULE — Kerâhet vakti olmayan kuşluk vakti uykusu, öğle uykusu.(Re fet, $ âyet i celilesindeki $ kelimesinin mânasını merak edip sorması münasebetiyle ve hapiste sabah namazından sonra sairler gibi yatmasından gelen rehavet dolayısıyla, elmas gibi… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KERAHETEN — Kerahet olarak, makbul olmayarak, istenmiyerek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜSTEKRİH — (Kerâhet. den) İğrenen, tiksinen, istikrah eden, kerih gören, nefret eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
vaktikerahet — is., esk., Ar. vaḳt + kerāhet Kerahet vakti … Çağatay Osmanlı Sözlük
vakit — is., kti, Ar. vaḳt 1) Zaman Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek te. Y. K. Beyatlı 2) Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler Yemek vakti. Şimdi bunun vakti değil. 3) Çağ Vaktin bilginleri. 4) Belirlenmiş olan zaman Kâhya vakit… … Çağatay Osmanlı Sözlük
AVAZ — Nefret. İkrah. Bir şeyi kerahetle yapma. Kerahet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük