- kesmek
- -i, -er
1) Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak
İpi kesmek.
2) Dibinden ayırmakAğaçları kesmek. Dalları kesmek.
3) Düzgün parçalara ayırmakEti kesmek. Patatesi kesmek.
4) Kesici bir araçla yaralamakNasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim?
- R. N. Güntekin5) nsz Ucunu almakSaç kesmek. Tırnak kesmek.
6) nsz Hayvanın başını gövdesinden ayırmak, boğazlamakKoyun kesmek. Tavuk kesmek.
7) Son vermek, gidermekBu ilaç baş ağrısını keser.
8) Ara vermekBu üç zavallı bizden rahatsız oldular ve derslerini keserek çekildiler.
- M. Ş. Esendal9) Bir şeyden yoksun bırakmak, vermemekYardımı kestiler. Ücreti ödemeyince telefonu kestiler.
10) Akımı durdurmakŞimdi belediye ile anlaşamayan müteşebbis cereyanı kesmiş.
- S. F. Abasıyanık11) Belirtmek, kararlaştırmakGününü daha kesmedik.
12) -den, nsz Verilecek şeyin bir bölümünü alıkoyup vermemekÜcretinden beş lira kesmişler.
13) Para basmak14) Azaltmak, güçleştirmekRüzgâr geminin yolunu kesiyor.
15) İskambil kâğıtlarında destenin üzerinden bir bölümünü kaldırıp öte yana koymak16) Geçişi önlemekYolu kesmek.
17) nsz SusmakKes artık yeter!
18) Hasta organı ameliyatla almak19) Bölmek, ayırmakBulvarı kesen küçük sokaklardan biri.
20) Yazıyı, filmi kısaltmak21) nsz, argo Uydurmak, yalan söylemek22) Rüzgâr, soğuk vb. çok etkili olmakRüzgâr yüzümü kesiyor.
23) mec. Birini yermek, kötülemek24) mec. Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak25) sp. Oyuncuyu takım kadrosuna almamakBirleşik Sözler- kesyap- ateşkesAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.