- kıpırdamak
- nsz
Kımıldamak, sürekli ve hafifçe oynamak, kıpırdanmak
Kıpırdamadan, nefes almadan apartmanı tarassut ediyordu.
- A. Gündüz
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kıpırdamadan, nefes almadan apartmanı tarassut ediyordu.
- A. GündüzÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dalgalanmak — nsz 1) Üzerinde dalga oluşmak Yüzünde belli belirsiz bir pembelik dalgalanmıştı. H. Taner 2) Renk, ton değiştirmek 3) mec. Hareketli olmak, kıpırdamak Yolun kenarlarında eğrelti otları tilki kürkü gibi dalgalanıyordu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
kımlanmak — nsz, esk. 1) Kuş uçmaya hazırlanmak 2) Kalkacakmış gibi kıpırdamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıpırdama — is. Kıpırdamak, kıpırdanmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıpırdanmak — nsz Kıpırdamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıpramak — nsz Kıpırdamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerinde duramamak — 1) sürekli kıpırdamak 2) içi içine sığmamak En ufak bir şeyden sevinir, yerlerinde duramaz olurlar. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
bedildemek — rahat durmamak sürekli kıpırdamak … Beypazari ağzindan sözcükler