Sedef parçasını hemen aşağıya düşecek bir kırağı damlası gibi parlatıyordu.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kırağı çalmak (veya vurmak) — kırağı, dondurup bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırağı düşmek (veya yağmak) — kırağı oluşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
KIRAĞI — (Bak: Şebnem … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
acı patlıcanı kırağı çalmaz — şaka herhangi bir duruma alışkın olan kimseyi benzer kötü durumlar etkilemez anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAKÎ' — Kırağı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SAİK — Kırağı, çi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SEKİT — Kırağı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
emir — kırağı, sis I, 54bkz: amır, imir, iñir … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kıragu — kırağı I, 446 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
MASKU' — Kırağı düşmüş yer … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
