- kısıtlı
- sf., huk.
1) Kısıtlanmış, kısıt altına alınmış, mahcur
En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar... milletvekili seçilemezler.
- Anayasa2) Sınırlanmış
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar... milletvekili seçilemezler.
- AnayasaÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kısıtlılık — is., ğı 1) Kısıtlı olma durumu 2) huk. Kısıt … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahcur — sf., huk., esk., Ar. maḥcūr Kısıtlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sabotaj yapmak — 1) yıkmak, tahrip etmek, kullanılır durumdan çıkarmak Sırplar bu sırada ricat ordusuna hücumlar tertip etmek, postaları vurmak, geri hizmetlerde sabotaj yapmak gibi teşebbüslerle düşmanın ileri hareketini kolaylaştırdılar. F. R. Atay 2) bir işi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer demir gök bakır — 1) çorak ve sıcak bir yeri niteler 2) mec. şartların zor, imkânların kısıtlı olduğu durumlarda söylenen bir söz 3) mec. hiçbir yardım ve umut olmadığında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
hacir — kısıt , kısıtlı , hicret eden … Hukuk Sözlüğü
mahcur — Vesayet altına alınmış kişi; hacir altına alınan; kısıtlı … Hukuk Sözlüğü
maksur — maksûr :kasrolunmuş; kısıtlanmış; kısıtlı … Hukuk Sözlüğü
vasi — kanunun öngördüğü durumlarda, küçük veya kısıtlı kişilerin haklarını korumak üzere mahkeme tarafından atanan kanuni temsilci … Hukuk Sözlüğü