kıyafet düşkünü — is. Kılık kıyafet düşkünü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıyafet — (A.) [ ﺖﻓﺎﻴﻗ ] kılık, görünüm … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
KIYAFET — Bir şeyin dış görünüşü, zâhiri. * Bir kimsenin giydiklerinin bütünü. * Heyet, şekil, suret. * Feraset. * Bir kimsenin ardınca olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kıyafet balosu — is. Alışılmış giysilerin dışında her çeşit özel giysinin giyildiği balo … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılık kıyafet — is. 1) Üst baş ve dış görünüş En düşkün zamanlarımda bile bozmadığım kılık kıyafetimden onlar, beni iyi karşıladılar. R. N. Güntekin 2) Giysi Birleşik Sözler kılık kıyafet düşkünü Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kılık kıyafet köpeklere ziyafet … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalıp kıyafet — is. Dış görünüş Ne adını sanını ne kalıbını kıyafetini ne oturup kalkışını ne huyunu beğenirdim. Y. K. Karaosmanoğlu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kalıbı kıyafeti yerinde olmak kalıp kıyafetle adam adam olmaz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılık kıyafet düşkünü — is. 1) Giyecekleri eskimiş veya kötü olan kimse 2) Kılık kıyafete düşkün kimse, giyinmeyi seven kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılık kıyafet köpeklere ziyafet — giyinişi ve görünüşü kötü ve tiksindirici olanlar için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
BÜZÛZET-İ HÂL — Kıyafet pejmürdeliği, hâl perişanlığı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTENEKKİREN — Kıyafet değiştirip kendini tanıtmayarak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük