kızgın

kızgın
sf.
1) Çok ısınmış, ısıtılmış veya kızdırılmış

Kızgın bir demire dökülen damla iz bırakmaz, buhar olur.

- C. Meriç
2) Eş arayan (hayvan)

Kızgın bir boğa.

3) mec. Kızmış olan, öfkeli, mütehevvir

Hani Allah sizi inandırsın, bu kadar kızgın olmasaydım, korkardım.

- S. F. Abasıyanık
4) mec. Kızışık, zorlu, sert, şiddetli
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • kızgın bulut — is., jeol. Yanardağlardan fışkırıp yüksek ısıda su buharı ve başka gazlardan oluşmuş, içine kül ve lav karışmış bulut görünüşünde yığın …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ŞUVAZ — Kızgın, ateşli maden. Kızgın ateş. * Susama …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kaşını gözünü eğmek — kızgın bir durumdayken kaş çatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıñır — kızgın, şiddetli. I, 170, 183, 359 aşı, yan bakış III, 363bkz: kıñru …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • DEFİ' — Kızgın olan nesne …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • GAİZ — Kızgın, öfkeli, gayzlı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HARDAN — Kızgın, hiddetli, gadaplı. * Kast ve men edici, engel olan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HAZELAN — Kızgın kimsenin yürümesi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ÇEŞM-İ GAZUB — Kızgın bakı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • gavutlamak — kızgın yağda kızartmak.buğdayı küçük parçalara ayırmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”