kireç ocağı — is. Kireç yapmak için kireç taşlarının yakıldığı fırın … Çağatay Osmanlı Sözlük
kireç taşı — is., min. Kireç ocağında işlenerek kireç elde edilen, kalsiyum karbon tuzundan bileşik kayaç, kalker, kils … Çağatay Osmanlı Sözlük
kireç kaymağı — is., kim. Bazı eşya ve yerleri mikroplardan arıtmakta, çamaşırları ağartmakta kullanılan, sarımsı beyaz renkte ve klor kokusunda, toz veya sulandırılmış kireç klorürü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kireç kuyusu — is. İçinde kireç söndürülen geniş çukur … Çağatay Osmanlı Sözlük
kireç suyu — is. İçinde erimiş bir durumda kireç bulunan su … Çağatay Osmanlı Sözlük
kireç sütü — is. Badana için hazırlanmış sulu kireç … Çağatay Osmanlı Sözlük
kireç gibi olmak (veya ağarmak) — yüzünde renk kalmamak, rengi solmak Genç kadının yüzü kireç gibi ağarmıştı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kireç fabrikası — is. Kireci işleyip satışa hazır duruma getiren işletme … Çağatay Osmanlı Sözlük
kireç söndürmek — kireci kullanmadan önce üzerine bolca su dökerek kalsiyum hidroksit durumuna getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
acı kireç — tuğla ağacında kullaılan kireç … Beypazari ağzindan sözcükler