kondurmak

kondurmak
-e
1) Konma işini yaptırmak

Koca dağın başına ne güzel bir yapı kondurmuşuz ama gel gör ki yolunu unutmuşuz.

- B. R. Eyuboğlu
2) Gelişigüzel takmak, iliştirmek

Başına çiçekler kondurmuş.

3) -i Birden yapıvermek veya söyleyivermek

Öpücüğü kondurdu.

4) mec. Yakıştırmak, haksız yere birtakım eksiklikler isnat etmek, üzerine yormak

Bu senetle bana kondurduğunuz eksikliklerden bir kısmını üstümden atmış olacaktım.

- R. E. Ünaydın

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • kondurmak — kondurmak, üzerine koymak II, 192 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • öpücük kondurmak — hafifçe öpmek Avucunun içine çikolata kokulu buz gibi bir dudak, bir öpücük kondurdu. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üstüne kuş kondurmak — olağanüstü, görülmemiş bir katkı, süs veya hizmet yapmak Tahta döşetmek değil ya, üstüne bir de kuş kondurursan yine de burada oturulmaz. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • konatmak — kondurmak, oturtmak, I I, 313 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • Gecekondu — (plural Gecekondular) is a Turkish word meaning a house put up quickly without proper permissions, a * squatter s house, and by extension a shanty, a shack. Gecekondu bölgesi is a neighborhood made of those gecekondular .EtymologyIn Turkish, gece …   Wikipedia

  • kondurma — is. Kondurmak işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • onur — is., Fr. honneur 1) İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis 2) Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar Çokbilmiş görünmek, onuruna toz kondurmak istemez. T. Buğra Birleşik Sözler …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • öpücük — is., ğü Sevgi göstermek için dudaklarıyla başka birisinin elini yüzünü öpme, öpüş, buse Birleşik Sözler hayat öpücüğü Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”