kondurmak — kondurmak, üzerine koymak II, 192 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
öpücük kondurmak — hafifçe öpmek Avucunun içine çikolata kokulu buz gibi bir dudak, bir öpücük kondurdu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstüne kuş kondurmak — olağanüstü, görülmemiş bir katkı, süs veya hizmet yapmak Tahta döşetmek değil ya, üstüne bir de kuş kondurursan yine de burada oturulmaz. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
konatmak — kondurmak, oturtmak, I I, 313 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
Gecekondu — (plural Gecekondular) is a Turkish word meaning a house put up quickly without proper permissions, a * squatter s house, and by extension a shanty, a shack. Gecekondu bölgesi is a neighborhood made of those gecekondular .EtymologyIn Turkish, gece … Wikipedia
kondurma — is. Kondurmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
onur — is., Fr. honneur 1) İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis 2) Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar Çokbilmiş görünmek, onuruna toz kondurmak istemez. T. Buğra Birleşik Sözler … Çağatay Osmanlı Sözlük
öpücük — is., ğü Sevgi göstermek için dudaklarıyla başka birisinin elini yüzünü öpme, öpüş, buse Birleşik Sözler hayat öpücüğü Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… … Çağatay Osmanlı Sözlük