cayırtı koparmak — çok gürültü koparmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıyametler koparmak — 1) bir şeye çok kızarak bağırıp çağırmak, feryat etmek Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin / Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin? M. A. Ersoy 2) aşırı gürültülere, kargaşaya yol açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çığlık atmak (veya koparmak veya basmak) — kulak tırmalayıcı korkunç sesler çıkararak acı acı bağırmak Bir gün işte bu çalgı çalınırken küçük kız olanca kuvveti ile tepinmeye, çığlık basmaya başlamıştır. H. E. Adıvar Martılar acı çığlıklar atarak birbirlerinin ağzından balık kapıyorlar. H … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıngar çıkarmak (veya koparmak) — gürültü, kavga çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
koşu koparmak — hızla koşuvermek, çabucak atılıp gitmek Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
palamarı koparmak (veya çözmek) — argo kaçmak, sıvışmak Bir kere palamarı çözmeye muvaffak olsa bir yere kapağı atmanın çaresini bulabilirdi. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
şamata etmek (veya koparmak) — gürültü patırtı yapmak ... haykırarak, şamata kopararak, yarı havada, yarı yerde koşup kendilerini çeşmenin yalaklarına atarlardı. R. H. Karay Amma da şamata ettin be çorbacı, dedi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
vaveyla koparmak — çığlık atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaygara koparmak — yaygarayı basmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıbanın başını koparmak — ağır bir sorunun patlak vermesine yol açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük