korkmak — II, 312, 331; III, 282, 377,421, 422 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
gölgesinden korkmak — (kendi) çok korkak olmak, bir sakınca söz konusu olmayan işlere girişmekten bile korkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
başından korkmak — hayatından kaygı duymak, cezalandırılmaktan korkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü korkmak — daha önce geçirdiği kötü bir denemeden sonra birinden veya bir şeyden zarar gelebileceği kanısına varmak Yabancı bir iklimde, ebedî olarak yaşamaya mahkûm olduktan sonra bundan üstün hangi bir cezadan gözümüz korkabilir. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
TESE'SÜ' — Korkmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kopçaları koyvermek — korkmak … Beypazari ağzindan sözcükler
yüreksizlik göstermek — korkmak, ürküp kaçmak Tek üzüldüğüm, gecenin büyüsünü yitirmemek için masadan erken kalkmak yüreksizliğini göstermem. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
korkuya kesmek — korkmak Ürkek ürkek dolaşıyordu evin içinde. Tepeden tırnağa korkuya kesmişti. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
abdaramak — korkmak, hauf u telaş ve halecane düşmek, sendelemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
REHEB — Korkmak, yılmak. Çekinmek. * Korku, havf … Yeni Lügat Türkçe Sözlük