kovmak

kovmak
-i, -ar
1) Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek

Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi.

- M. Ş. Esendal
2) Bir yerden sürüp çıkarmak, kovalamak
3) İşine son vermek, görevinden atmak, uzaklaştırmak
4) Varlığına son vermek, ortadan kaldırmak
5) mec. Gözetmek

Sıra, saygı kovarak yetişmiş bütün efendiler, Türkiye'nin bütün Avrupa görmüşleri ona kızar, onu küçük düşürmeye çalışır.

- M. Ş. Esendal
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • dağdan gelip bağdakini kovmak — sonradan geldiği bir yerde, kendinden önce gelen kişinin yerini almaya çalışmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • koğalama — kovmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • şutlamak — Kovmak, kapı dışarı etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bohçasını koltuğuna vermek — kovmak, işine son vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kapı dışarı etmek — kovmak, dışarı atmak Sizin hepinizi kapı dışarı edecekler. Çünkü kaçak işçiye memlekette iş yok. M. İzgü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kapıyı göstermek — kovmak, uzaklaştırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • DURİT — Kovmak, def etmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • TARDETMEK — Kovmak, def etmek, uzaklaştırmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • aforozlamak — i Aforoz etmek, kovmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”