bedbin — sf., Far. bed bīn Kötümser Onu tanımasaydım insanlık hakkında bedbin bir fikir taşıyarak hayattan geçecektim. Y. K. Beyatlı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bedbin etmek bedbin olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bedbinleşmek — nsz Kötümserleşmek, kötümser olmak, karamsar olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bedbinleştirmek — i Kötümser, karamsar duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bozuk — 1. sf., ğu 1) Bozulmuş olan Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu. T. Buğra 2) Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ) Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim. R. N. Güntekin 3) is. Madenî para, bozuk para Hiç olmazsa birkaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyimser — sf. Genellikle her düşünce ve işi iyi olarak değerlendiren, kötümser karşıtı, nikbin, optimist İstanbul a vardığımızda eş dost bizi lüzumundan fazla iyimser bulmuştu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
karamsar — sf. Kötümser Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller karamsar olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kötümserleşmek — nsz Kötümser duruma gelmek, karamsarlaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kötümserlik — is., ği 1) Kötümser olma durumu, karamsarlık, bedbinlik 2) fel. Her şeyi en kötü yanından ele alan, her durumu karanlık gören ve hep en kötüyü bekleyen dünya görüşü, pesimizm … Çağatay Osmanlı Sözlük
pesimist — sf., Fr. pessimiste Kötümser, optimist karşıtı … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayata küsmek — bezgin, kötümser olmak, yaşama isteğini yitirmek Adi günlerde size öyle gelir ki bunlar hayata küsmüş insanlardır. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük