kudurmak

kudurmak
nsz
1) Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak
2) mec. Aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek

Kudurmuş bir heyecanla döndü.

- Ö. Seyfettin
3) mec. Çok yaramazlaşmak, ele avuca sığmamak

Dört tarafı haraca kesen bu kudurmuş oğlanı kodese attırana kadar el birliğiyle çalışacağımıza söz veriyor muyuz?

- H. Taner
4) mec. Gücünü artırmak, tehlikeli bir durum almak, tehlikeli bir duruma gelmek

Oraya üşüşen Avrupalılar, doymak bilmez kudurmuş bir açlıkla din kardeşlerimizin kanlarını emip dururlar.

- Ö. Seyfettin
5) mec. Çok kızmak, öfkelenmek

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • kudurmak — kudurmak; üstüne düşmek, çabalamak, I, 144; II, 76bkz: kuturmak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • hiddetten kudurmak — çok öfkelenmek, aşırı derecede kızmak Hele sokakta yüksek sesle gülenler olursa kendisiyle eğleniyorlar sanarak hiddetten kuduruyordu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kuturmak — kudurmak; azmak, kutur illetine mübtela olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kuturmak — haddini aşmak, kudurmak, azmak I, 508; II, 74. 75bkz: kudurmak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • hiddet — is., Ar. ḥiddet Öfke, kızgınlık Hiddet ve nefretimden kalbim çarpıyordu. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hiddet etmek hiddete kapılmak hiddetten kudurmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kudurma — is. Kudurmak işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arpası çok gelmek — coşmak, azmak, kudurmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”