- kudurmak
- nsz
1) Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak2) mec. Aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek
Kudurmuş bir heyecanla döndü.
- Ö. Seyfettin3) mec. Çok yaramazlaşmak, ele avuca sığmamakDört tarafı haraca kesen bu kudurmuş oğlanı kodese attırana kadar el birliğiyle çalışacağımıza söz veriyor muyuz?
- H. Taner4) mec. Gücünü artırmak, tehlikeli bir durum almak, tehlikeli bir duruma gelmekOraya üşüşen Avrupalılar, doymak bilmez kudurmuş bir açlıkla din kardeşlerimizin kanlarını emip dururlar.
- Ö. Seyfettin5) mec. Çok kızmak, öfkelenmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.