- kulunç
- is., -cu, Ar. ḳulunc
Şiddetli omuz ve sırt ağrısı
Nefesi, kulunca, sıtmaya, havaleye, saraya, çarpıntıya birebirmiş.
- H. R. GürpınarAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Nefesi, kulunca, sıtmaya, havaleye, saraya, çarpıntıya birebirmiş.
- H. R. GürpınarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
külüncə — (Meğri) qısabudaqlı tut ağacı. – Külüncədən yəxşi yarpax çıxmey … Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti
kulunç girmek — bir organda veya vücut bölgesinde birdenbire veya şiddetli sancı oluşmak, tutulmak Ayağıma fena kulunç girdi, diye topallayarak onları takip etti. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
külünç — gülünç, II I, 374 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
KULUNÇ — Tıb: Şiddetli bağırsak ağrısı. Omuzlarda ve vücutta bir ağrı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kulunç kırmak — ağrıyan yeri ovmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
topulgak — kulunç I, 502 yaraya konulan bir ot, topalak otu, Cyperus I, 502 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tolgag — kadın küpesi II, 288 sıkıntı, kulunç ve iç ağrısı II, 288 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini