kuşak — is., ğı 1) Bele sarılan uzun ve enli kumaş Kuşağının arasından bir iri tütün tabakası çıkarıp bana uzattıktan sonra... Y. K. Karaosmanoğlu 2) Sağlamlığını artırmak için bir şeyin çevresine geçirilen ağaçtan veya metalden bağ 3) gök b. Yeryüzünde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağlama — is. 1) Bağlamak işi 2) Üç çift telli olan ve mızrapla çalınan bir saz 3) Yapılarda duvarları birbirine bağlayan kiriş, putrel vb Birleşik Sözler bağlama hattı bağlama zarf fiili kemer bağlama kuşak bağlama … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemer bağlama — is. Aile büyüğünün, gelinin beline altın veya gümüş kemer bağlaması töreni, kuşak bağlama … Çağatay Osmanlı Sözlük
gayret kuşağı — is. Kuşak bağlama töreninde gelinin beline dolanan kuşak, kırmızı kemer … Çağatay Osmanlı Sözlük
İHTİZAM — Kemer takma, kuşak bağlama … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İNTİTAK — Kemer veya kuşak bağlama … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Alevi — Not to be confused with Alawi. Part of a series on Shi ah Islam and Twelvers Alevism Beliefs … Wikipedia
kemer — is., Far. kemer 1) Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı Nihat elinde tuttuğu kemeri denize fırlatıp attı. P. Safa 2) Etek, pantolon vb. giysilerin bele gelen bölümü 3) Emniyet kemeri 4) sf. Tümsekli Kemer … Çağatay Osmanlı Sözlük