Meydanda bekleyen mektep çocuklarına birer külah şeker dağıtıldı.
- Y. K. BeyatlıBunun sırtında öbürleri gibi bir uzun cübbe, başında bir uzun külah vardı.
- Y. K. KaraosmanoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kulah — Ku|lah die; , [s] <aus gleichbed. türk. külâh, dies aus dem Pers.> persische hohe Mütze aus Filz od. Pelz … Das große Fremdwörterbuch
Kulah-Zirah — Angaben Waffenart: Schutzwaffe Bezeichnungen … Deutsch Wikipedia
Kulah Khud — Angaben Waffenart: Schutzwaffe Bezeichnunge … Deutsch Wikipedia
külah takmak — hile ile, oyunla kandırıp parasını almak Önüme gelene külah takacaktım. Külah takacağım kimseler de mutlaka benim gibi olanlardı. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
külah kapmak — düzen, dalavere ile bir işin başına geçmek Hatta bunlar arasında öyleleri vardır ki zamana ayak uydurmak, göze girmek ve külah kapmak için gâvur mukallitliğinde birbiriyle âdeta yarışa girişmişlerdir. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulah — ku·lah … English syllables
külah — (F.) [ ﻩﻼﮐ ] şapka … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
külah — f. papaq … Klassik Azərbaycan ədəbiyyatında islənən ərəb və fars sözləri lüğəti
külah — is. <fars.> köhn. Papaq. Qoyma külahın kəc, a bəy, aldatma cahani; Bəsdir, a filani! M. Ə. S.. Aylar ilə işlənmiş mahud külahı dala tərəf sürüşmüşdü. A. D … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
KÜLAH — Takke. Kalpak. Baş örtüsü. * Kazıkların toprağa girmesini kolaylaştırmak için uçlarına geçirilen huni şeklindeki demir gömlek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
