külçe — tarla taksımı, parça parça zurât yeri … Çağatay Osmanlı Sözlük
KÜLÇE — Eritilip tasfiye olunmamış veya topraktan çıkartıldığı gibi bulunan maden. * Büyük parça şeklinde dökülmüş maden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
külçe gibi oturmak — yorgun veya bitkin bir durumda çöküvermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
topak — külçe … Beypazari ağzindan sözcükler
NUKRE — Külçe hâlinde gümüş. * Ense çukuru … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Fevzi Çakmak — For other Fevzi Pasha, see Fevzi Pasha (disambiguation). Mustafa Fevzi Çakmak 1311 (1895) c P. 7 Mareşal Fevzi Çakmak (October 26, 1923)[1 … Wikipedia
АЛБАНИЯ — Народная Республика Албания (Republika Popullore е Shqiperisё), гос во на З. Балканского п ова. Граничит с Югославией (на С. С. В. и В.) и Грецией (на Ю. и Ю. В.). Площадь 28,7 тыс. км2. Нас. 1625 тыс. чел. (1960), ок. 97% албанцы, остальные… … Советская историческая энциклопедия
altın keseği — is. Yerden temiz külçe durumunda çıkan altın … Çağatay Osmanlı Sözlük
aza — is., Ar. aˁżā 1) Üye Komşu gencine yüz vermemiş, çocuklu bir mahkeme azasıyla evlenmişti. R. N. Güntekin 2) Vücut parçası, organ Bu vücut, bütün azası kırılmış, birbiri üstüne yığılmış bir külçe hâlinde. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelle — is., Far. kelle 1) Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı 2) Ekinlerde başak 3) Külçe biçimindeki şeker Şekerin kellesi yetmiş üç kuruştan satılıyor. A. İlhan 4) tkz. Baş, kafa Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kelle götürmek kelle koşturmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük