- kütük
- is., -ğü
1) Kalın ağaç gövdesi
Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur?
- H. E. Adıvar2) Kesilmiş ağaç gövdesiKenara iri zeytin kütükleri istif edilmişti.
- R. H. Karay3) Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümüÇamlıkları yarıyoruz, ağaçların kütüklerinden atlıyoruz, ne bir köy ne bir ses var.
- M. Ş. Esendal4) Asma fidanıKütüklerin üstündeki koruklara otlar tırmanan bahçeyi bir daha geçiyoruz.
- F. R. Atay5) Resmî kayıt defteri, ana defter6) Nüfus kütüğü7) mdn. Kütük demir8) mec. Görgüsüz, kaba kimseBiraz sonra bizim kütük kanepenin üstüne oturmuş, ayaklarıyla yerdeki yaprakları eziyordu.
- H. E. AdıvarBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.