- lastikli
- sf.
1) İçinde veya üzerinde lastik bulunan
Lastikli şerit. Lastikli tekerlek.
2) mec. Türlü anlamlar verilebilen (söz, konuşma)Birleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Lastikli şerit. Lastikli tekerlek.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
lastikli lakırtı — is. Lastikli söz Anlamamazlıktan geldiğim, bazı lastikli lakırtılarla bunu bana dokunduruyorlardı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
lastikli söz — is. Değişik anlamlara gelebilen, farklı değerlendirilebilen konuşma … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekme — is. 1) Çekmek işi Siyah kehribar tespihini çekmeye başladı. C. Uçuk 2) Çekmece Sonra çekmesinden pembe bir dosya çıkarıp önüne sürdü. H. Taner 3) Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı, ağzı tırtıklı bıçak 4) Parmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
jartiyer — is., Fr. jarretière Çorapları dizin altında veya üstünde tutmaya yarayan lastikli bağ … Çağatay Osmanlı Sözlük
külot — is., Fr. culotte 1) Kısa, beli lastikli iç çamaşırı, don 2) Genellikle binicilerin giydikleri paçası dar, üst bölümü geniş pantolon Adamın sırtında yakasız bir mintanı, bacaklarında da dolaksız bir külot vardı. H. Taner Birleşik Sözler külotlu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
potin — is., Fr. bottine Koncu ayak bileğini örtecek kadar uzun olan, bağcıklı veya yan tarafı lastikli ayakkabı Soyunmaya hatta potinlerini çıkarmaya takati yoktu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
söz — is. 1) Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil 2) Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük 3) Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi Yer yer… … Çağatay Osmanlı Sözlük