- mahzun
- sf., Ar. maḥzūn
Üzgün
Kızlar mahzun bir sessizlik içinde parça parça dökülüyordu.
- R. N. GüntekinBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kızlar mahzun bir sessizlik içinde parça parça dökülüyordu.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
mahzun — (A.) [ نوﺰﺤﻡ ] hüzünlü. ♦ mahzun etmek hüzünlendirmek. ♦ mahzun olmak hüzünlenmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
mahzun etmek — üzüntü vermek Harap mezarlığın öyle bir hâli vardır ki insanı ister istemez mahzun eder. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
MAHZUN — Hazinede saklanan şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
mahzun olmak — üzgün durumda olmak, boynu bükülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
melul mahzun — zf. Çok üzgün, sıkıntılı, ağlamaklı bir biçimde Sebati Bey, çaresizlik içinde melul mahzun etrafına bakındı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
KEİB — Mahzun, hüzünlü, münkesir ve kötü halli olan kişi. (Müe: Keibe … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KÂD — Mahzun olma, hüzünlü ve kederli olma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEKBUT — Mahzun kişi. Hüzünlü, üzüntülü kimse … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜBTEİS — Mahzun, hüzünlü. * şikâyet edici, şikâyeti olan kimse … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TELEHHÜF — Mahzun olmak. Hasret ve kederle yanıp yıkılmak. Ah çekmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük