- mecaz
- is., ed., Ar. mecāz
1) Bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan söz2) Bir kelimeyi veya kavramı kabul edilenin dışında başka anlamlara gelecek biçimde kullanma, metafor
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
MECAZ — Yerinden ve haddinden tecavüz etmek. Hududunu aşmak. * (Cevaz. dan) Geçecek yer. Yol. * Edb: Hakiki mânâsı ile değil de ona benzer başka bir mânâ ile veya istenileni hatırlatır bir kelime ile konuşmak. İstenilene benzer bir mâna ifadesi. Meselâ:… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MECAZ-I MÜRSEL — Edb: Kelimenin asıl mânâsıyla mecazî mânâsı arasında benzerlik bulunmasından başka bir alâka bulunmasıyla olan mecazdır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KARİNE-İ MECAZ — Mecaza ait işaret. Kelimenin mecaz olmasını gerektiren, hakiki mânasında alınmasına mâni olan kayıt. Buna Karine i mânia da denir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MECAZEN — Mecaz olarak. Gerçek değil de mecaz yoliyle … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEC. — Mecaz (International » Turkish) … Abbreviations dictionary
GEM VURMAK — Mecaz yoluyla mâni olmak, zabtetmek, bağlamak yerinde kullanılan bir tabirdir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TECEVVÜZEN — Mecaz yoluyla … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İKİ ELİ YAKASINDA OLMAK — Mecaz yoluyla âhiret gününde birinden hakkını aramak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
mecazen — zf., esk., Ar. mecāzen Mecaz yoluyla, mecaz olarak … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAKİKAT — (C.: Hakaik) Bir şeyin aslı ve esâsı. Mahiyeti. Gerçek. Doğru. Sahih. Künh. Sâbit ve vâki. * Kadirbilirlik. Sadâkat, doğruluk. Kâinat ve tabiat ve uluhiyet hakkında bütün teşbih ve mecazlardan âri ve zâhir olan gerçek. * Mecâz karşılığı, esas… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük