- meyus
- sf., esk., Ar. meˀyūs
1) Üzgün
Ağır ve meyus adımlarla yürüdü.
- S. F. Abasıyanık2) KaramsarOdaya girince Remzi'yi şaşkın ve meyus bir hâlde gördüm.
- M. Ş. EsendalAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ağır ve meyus adımlarla yürüdü.
- S. F. AbasıyanıkOdaya girince Remzi'yi şaşkın ve meyus bir hâlde gördüm.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
meyus etmek — üzmek Müsteşar yanında böyle kalmak onu meyus ediyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
meyus olmak — üzgün ve umutsuz bir duruma düşmek Bir ümidin çıkmaması, insanın ikinci defa meyus olması demektir. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
meyus — (A.) [ سﻮیﺄﻡ ] umutsuz, üzgün … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
mungaymak — meyus kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bekrilik — is., ği İçkiye düşkünlük, ayyaşlık Ananın bekriliğinden neden meyus oluyorsun? H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
saat — is., ti, Ar. sāˁat 1) Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası Karabalçıklı çiftliği kasabadan sıkı yürüyüşlerle bir saat çeker. R. N. Güntekin 2) Vakit, zaman Oyuncular meyus olmayarak gene saati… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bagrı kara — dil siyah, mükedder, meyus; bir nevi kuş ismi dir … Çağatay Osmanlı Sözlük
ENDİŞNAK — f. Endişeli, kederli, meyus, sıkıntılı, düşünceli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük