asılsız

asılsız
sf.
Doğru olmayan, temelsiz, köksüz, dayanaksız, yalan (haber)

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • kavur — asılsız, esassız; karagöz resimleri gibi resm, bübek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • AHASS — Asılsız, kötü kimse …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • GASR (GASRÂ) — Asılsız, alçak kimseler …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • aslı çıkmamak — asılsız haber …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • temelsiz — sf. 1) Temeli olmayan 2) mec. Gerçek veya sağlam olmayan, asılsız, yanlış Bu temelsiz sözler sonradan çürütülmüştür. S. Birsel 3) zf., mec. Asılsız olarak, gerçeğe aykırı bir biçimde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • asılsızlık — is., ğı Asılsız olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • atıcı — is. 1) İyi nişan alan, attığını vuran kimse 2) mec. Yalancı, asılsız şeyler uydurup söyleyen kimse Birleşik Sözler kurusıkı atıcı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • batıl — sf., Ar. bāṭil 1) Doğru ve haklı olmayan 2) Çürük, temelsiz 3) Geçersiz Bütün kıymet hükümlerinin batıl ve bütün ölçülerin bozuk olduğunu ispat yolunda birbiriyle müsabaka eden muharrir ve mütefekkirlerin adedi, o devirde, sayılmayacak kadar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • blöf — 1. is., den., İng. blow Kazanda yoğunlaşan suyu dışarı atma 2. is., Fr. bluff 1) İskambil oyunlarında elindeki kâğıtları olduğundan başka gösterme davranışı Pokerde blöf yakalama meraklısı idi. T. Buğra 2) Karşısında kişiyi yanıltarak veya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • efsane — is., ed., Far. efsāne 1) Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence 2) mec. Gerçeğe dayanmayan, asılsız söz, hikâye vb Hamdi nin hayatına dair uydurulmuş efsanelerden birisi de onun… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”