- mukavemet
- is., Ar. muḳāvemet
1) Dayanma, karşı durma, karşı koyma, direnme, direniş, dayanırlık
Şuurlu, realist ve uyanık bir mu-kavemet cephesinin mevcudiyetine ne büyük ihtiyaç vardı
- S. Ayverdi2) fiz. DirençBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
mukavemet — (A.) [ ﺖﻡوﺎﻘﻡ ] karşı koyma, direnme. ♦ mukavemet etmek karşı koymak, direnmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
mukavemet etmek (veya göstermek) — direnmek, dayanmak, karşı koymak Belinden tuttu ve öpmek istedi. Magda mukavemet etti ve ağlamaya başladı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
MUKAVEMET — Karşı durmak, dayanmak. Karşı koymak. Muhalefetle kıyam etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
mukavemet koşusu — is., sp. 3 15 km arasındaki uzun mesafeli koşulardan her biri … Çağatay Osmanlı Sözlük
MUKAVEMET-SUZ — f. Dayanmayı te sirsiz hâle koyan. Tahammülsüzlük veren. Mukavemeti kıran … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUKAVEMET-ŞİKEN — f. Mukavemeti kıran … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Türk Mukavemet Teşkilatı — TMT Idéologie Nationalisme et sécessionnisme Objectifs … Wikipédia en Français
gayr -i kâbil-i mukavemet — [ ﺖﻡوﺎﻘﻡ ﻞﺑﺎﻗ ﺮﻴﻏ ] karşı konulmaz … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MEŞAD — Mukavemet ve galebe yeri … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
direnç — is., ci 1) Dayanma, karşı koyma gücü, mukavemet 2) fiz. Bir nesnenin elektrik akımına karşı dayanma özelliği, mukavemet, rezistans 3) fiz. Bir çevrime istenilen değerde ek direnç katmak için kullanılan düzen, mukavemet, rezistans Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük