- mukteza
- sf., Ar. muḳteżā
1) Gerekli2) is. Bir iş yapılırken gerekli işlemlerin bütünü
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
MUKTEZA — Lâzım getirilmiş. Lüzumuna binaen istenmiş. İcab eden. Lâzım gelen. (Bak: Dâll i bi l iktiza … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUKTEZA-İ HÂL — Duruma göre. İcabına göre. Hal ve vaziyetin gerektirdiğine göre … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUKTEZA-İ HİLKAT — Yaradılışın gerektirdiği şey. Yaradılış itibariyle olan hal ve netice … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İLM-İ BEDİ' — İlm i beyânın üç bölümünden üçüncü bölümüdür ki, bediiyat da denir. Muktezâ yı hâle uygun bir kelâmın lâfız ve mânâ bakımından daha da güzelleştirilmesinin kaidelerinden bahseder. Bu kaidelere Edebî San atlar da denir.Her şeyin güzellik… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gerekli — sf. Yapılması, olması veya bulunması uygun olan, yerinde olan, lüzumlu, vacip, mukteza Bize gerekli olan şey, adamakıllı bir harita, bir de kılavuz. H. E. Adıvar Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gerekli görmek gerekli kılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
BELÂGAT — Hitâbettiği kimselere göre uygun, tam yerinde, düzgün ve hakikatlı güzel söz söyleme san atı. Muktezâ yı hâle mutâbık söz söylemek. * Belâgat, hem düzgün, hem yerinde söz söylemeyi öğreten ilmin de adı olur. Ve maani, beyan, bedi diye üç kısma… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MAANÎ — (Mâna. C.) Mânalar. * Belâgatın üç şubesinden biri. Lafzın muktezâ yı hâl ve makama uygunluğuna mahsus bir ilim adı. (Bak: Belâgat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÂLEM-İ SÜFLÎ — Süflilerin âlemi. Dünyâ âlemi. Âlem i şehadet, âlem i nâsut. (Bak: Nâsut)(Şu kâinata nazar ı hikmetle bakıldığı vakit, azim bir şecere mânasında görünür. Ve şecerenin nasıl dalları, yaprakları, çiçekleri, meyveleri vardır. Şu şecere i hilkatin de … Yeni Lügat Türkçe Sözlük