mutlak

mutlak
sf., Ar. muṭlaḳ
1) Salt

Eskilerden üstün olmasa da onlar kadar mutlak bir roman yazmak istiyorum.

- H. E. Adıvar
2) fel. Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, saltık
3) zf. Kesinlikle
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • mutlak — (A.) [ ﻖﻠﻄﻡ ] kesin …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • MUTLAK — Salıverilmiş. Itlak olunmuş. Serbest. * Kat i. Şüphesiz. * Aslâ bir şarta bağlı olmayan. Yalnız, tek. (Bak: Itlâk)(Âyet, neye felâh bulacaklarını tâyin etmiyor. Güya o sükûtla der: Ey müslümanlar! Müjde size. Ey müttakî! Sen Cehennem den felâh… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • FAKR-I MUTLAK — Mutlak fakirlik. Mü min bir kulun Cenâb ı Hakka karşı mutlak muhtaç halde olduğunu bilişi. Nihayetsiz muhtaç olduğu Allaha (C.C.) ve emirlerine tam teslimiyyetle sığınması hâleti …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • FEYYAZ-I MUTLAK — Mutlak ve sonsuz feyiz ve bolluk sahibi. Allah.(Kader herşeye bir miktar ve o miktara göre bir kalıp vermiştir. Feyyaz ı Mutlak tan aldığı feyze olan kabiliyeti, o kalıba göredir. M.N …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • GADR-I MUTLAK — Mutlak gadr, zulüm …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • mutlak değer — is., mat. Salt değer …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mutlak mera — is., coğ. Kendiliğinden gelişen ve otlatmaya elverişli bir bitki örtüsünü üzerinde taşıyan mera …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mutlak nem — is., coğ. Salt nem …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mutlak sıcaklık — is., ğı, fiz. Salt sıcaklık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mutlak sıfır — is., fiz., kim. Salt sıfır …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”