mütevazı

mütevazı
sf., Ar. mutevāżiˁ
1) Alçak gönüllü

Çok mütevazı bir kadın olan annesinden edep, erkân, ev kadınlığı ve el hüneri almış.

- S. Ayverdi
2) Gösterişsiz, iddiasız

Mütevazı bir ev.


Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • mütevazi — sf., esk., Ar. mutevāzī Birbirine paralel olan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mütevâzı — (A.) [ ﻊﺽاﻮﺘﻡ ] alçakgönüllü …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • MÜTEVAZİ — (Vezy. den) Birbirine müvazi olan. Paralel …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MÜTEVAZİ' — Gururlu olmayan, alçak gönüllü, kendi fakrını bilen. * Gösterişsiz …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MÜTEVAZİÎN — (Mütevazi. C.) Alçakgönüllü kimseler, mütevazi insanlar, tevazu ehli olan kişiler …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • BUHU — Mütevazi bir şekilde hakkını isteme …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HÂZIÂNE — Mütevâzi olarak, alçak gönüllülükle …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Alinazik kebab — sobre puré de ajo y berenjena con vermicelli de arroz pilaf, tomate a la parrilla y pimiento verde. El alinazik kebab, o simplemente alinazik,[1] es un tipo de kebab turco casero, especialidad de la provincia de …   Wikipedia Español

  • alçak gönüllü — sf. Kendi değerini olduğundan aşağı gösteren, başkalarını küçük görmeyen, büyüklenmeyen (kimse), mütevazı Güzel çehreli müsteşar bey, nazır beyin kapıcısından daha alçak gönüllü idi. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bütçe — is., Fr. budget 1) Devletin, bir kuruluşun, bir aile veya bir kimsenin gelecekteki belirli bir süre için tasarladığı gelir ve giderlerinin tümü Düğün sahibinin bütçesi ne kadar dar ve mütevazı olursa olsun, hokkabaz şarttı. S. Ayverdi 2) Devlet… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”